BLOG

Obezite, günümüzde yalnızca estetik bir sorun olarak görülmemelidir. Kalp hastalıkları, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi pek çok ciddi sağlık problemine yol açabilen obezite, yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz; aynı zamanda yaşam süresini de olumsuz etkileyebilir. Diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerine rağmen istenilen kilo kaybı sağlanamayan durumlarda ise obezite cerrahisi devreye girer. Ancak bu cerrahi her hastaya uygun bir çözüm olmayabilir. Peki, obezite cerrahisi kimler için uygundur?

Obezite Cerrahisi İçin Genel Kriterler

Obezite cerrahisi düşünen hastaların öncelikle belirli sağlık kriterlerini karşılaması gerekir. Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası cerrahi derneklerinin belirlediği genel kriterler şunlardır:

• Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40 ve üzeri olanlar:
  Herhangi bir ek hastalığı olmasa bile, VKİ’si 40 ve üzerinde olan bireyler ciddi obezite kategorisinde değerlendirilir ve cerrahi için aday olabilirler.
  

• VKİ 35-39.9 arasında olup obeziteye bağlı sağlık sorunları yaşayanlar:
  Eğer VKİ’niz bu aralıktaysa ve tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, eklem problemleri veya kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarınız varsa cerrahi önerilebilir.
  

• Diyet ve egzersiz gibi yöntemlerle yeterli kilo veremeyenler:
  Cerrahi, birincil çözüm değil, diğer yöntemler başarısız olduğunda devreye giren bir tedavi seçeneğidir.
  

• Ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlayabilecek olanlar:
  Cerrahiden elde edilen sonuçların kalıcı olabilmesi için hastanın beslenme ve egzersiz alışkanlıklarını değiştirmeye istekli olması şarttır.

Cerrahi Öncesi Değerlendirme Süreci

Obezite cerrahisine uygunluk sadece VKİ değerine bakılarak belirlenmez. Her hasta, aşağıdaki detaylı değerlendirme sürecinden geçirilir:

• Tıbbi geçmiş ve mevcut hastalıkların incelenmesi
  

• Laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleriyle sağlık durumunun değerlendirilmesi
  

• Psikolojik danışmanlık ve beslenme eğitimi
  

• Ameliyat sonrası sürece uyum kapasitesinin değerlendirilmesi

Bu süreçte, hastanın hem fiziksel hem de psikolojik olarak cerrahiye hazır olması hedeflenir.

Obezite Cerrahisine Kimler Uygun Değildir?

Her ne kadar obezite cerrahisi birçok kişiye çözüm sunsa da bazı durumlarda ameliyat uygun bir seçenek olmayabilir:

• Kontrolsüz psikiyatrik hastalıkları olanlar
  
  

• Alkol veya madde bağımlılığı bulunanlar
  
  

• Cerrahiye engel teşkil edebilecek ciddi sağlık problemleri olanlar
  
  

• Ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlayamayacak hastalar

Cerrahiden Sonra Hayatınız Nasıl Değişir?

Unutulmamalıdır ki obezite cerrahisi bir başlangıçtır. Başarı, ameliyat sonrası süreçte hastanın gösterdiği çaba ile yakından ilişkilidir. Düzenli doktor kontrolleri, diyetisyen desteği ve egzersiz programlarına uyum cerrahinin etkinliğini artırır. Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları edinmeden, ameliyatın uzun vadede beklenen faydaları sağlanamaz.

Sonuç:

"Evet, bu ameliyata uygun muyum?" diye merak ediyorsanız, en doğru yanıtı detaylı bir değerlendirme sonrası verebiliriz. Her hastanın durumu kendine özeldir ve tedavi planlamasında bu kişisellik ön planda tutulmalıdır.

Gastroenteroloji Cerrahisi ekibimizle birlikte, obezite cerrahisinde güvenilir ve deneyimli ellerdesiniz. Sağlıklı bir yaşama adım atmak için biz buradayız.

Kolon kanseri, kalın bağırsağın iç yüzeyini kaplayan mukozal dokudan gelişen ve genellikle poliplerden kaynaklanan kötü huylu tümörlerdir. Kolon, sindirim sistemimizin son kısmında yer alır ve sağ taraftan başlayıp dalağa kadar uzanan bir sistem olarak görev yapar. Bu yapı, vücudumuzda suyun emilmesi ve atık maddelerin dışkı haline getirilmesi gibi birçok önemli işlevi üstlenir.

Sağ Kolon Kanseri Nedir?

Sağ kolon kanseri, kalın bağırsağın sağ tarafında gelişen bir kanser türüdür. Bu kanser türünün tedavi seçenekleri, tümörün yerleşimi ve evresine göre değişkenlik gösterir. Her kolon kanseri vakasında doğrudan ameliyat uygulamak doğru bir yaklaşım olmayabilir. Bu nedenle hastanın durumuna uygun bir tedavi planı oluşturmak için öncelikle evreleme yapılır. Evreleme, genellikle tomografi gibi görüntüleme yöntemleriyle gerçekleştirilir. Bu değerlendirmeler sonucunda hastanın ameliyata uygun olup olmadığına karar verilir.

Tedavi Seçenekleri ve Cerrahi Yöntemler

Hastanemizde kolon kanseri cerrahisi hem açık hem de kapalı (laparoskopik) yöntemlerle yapılmaktadır. Son yıllarda, uygun hastalarda daha hızlı iyileşme ve daha iyi sonuçlar sağladığı için laparoskopik cerrahi sıklıkla tercih edilmektedir. Laparoskopik cerrahinin avantajları şunlardır:

• Daha hızlı iyileşme süreci

• Daha kısa hastanede kalış süresi

• Daha az ağrı ve daha iyi kozmetik sonuçlar

• Günlük yaşama daha hızlı dönüş

Her iki yöntemin komplikasyon oranları birbirine benzese de, kapalı cerrahi yöntemi birçok hasta için daha konforlu bir iyileşme süreci sunar.

Sağ Kolon Kanserlerinde Uygulanan Cerrahi: Sağ Hemikolektomi

Sağ kolon kanserlerinde en sık uygulanan cerrahi işlem sağ hemikolektomidir. Bu işlem sırasında, kalın bağırsağın sağ kısmı ve ince bağırsakların 5-10 santimetrelik bir bölümü çıkarılır. Ancak kanser cerrahisi yalnızca tümörün çıkarılmasından ibaret değildir. Cerrahi sırasında, kanserin lenf nodlarına yayılma olasılığına karşı, ilgili lenf bezlerinin de temizlenmesi gereklidir. Bu, hastanın kansere bağlı sağkalım süresini doğrudan etkileyen önemli bir adımdır.

Cerrahi işlem sırasında kanserin beslendiği damar, kökünden bağlanarak tümör ve çevresindeki dokular kansız bir bölge haline getirilir. Böylece hem kanserli doku hem de ilgili lenf nodları etkili bir şekilde çıkarılır.

Ameliyat Sonrası Süreç

Ameliyat sonrasında, çıkarılan kolon ve ince bağırsak uçları birleştirilir. Bu işleme "anastomoz" denir ve sindirim sisteminin devamlılığı bu sayede sağlanır. Hastalar, operasyon sonrası ortalama 3 ila 5 gün hastanede kalır. Taburcu süresi, hastanın genel sağlık durumu, cerrahi sırasında ve sonrasında oluşabilecek komplikasyonlara bağlı olarak değişebilir.

Hastalarımızın hızlı bir şekilde toparlanabilmesi için ameliyat sonrası dönemde düzenli takip ve uygun beslenme planları önerilmektedir. Her hastanın iyileşme süreci farklıdır; bu nedenle kişisel bir yaklaşım benimsemek önemlidir.

Sonuç

Kolon kanseri, erken evrede teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Düzenli kontroller ve taramalar, hastalığın erken evrede saptanmasını sağlayarak tedavi başarısını artırır. Karın ağrısı, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, kilo kaybı veya dışkıda kan gibi belirtiler fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanız sağlığınız açısından büyük önem taşır.

Unutmayın, kanser cerrahisi yalnızca bir organı almakla sınırlı değildir; doğru cerrahi teknik ve kapsamlı bir yaklaşım, tedavi başarısını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Kolon kanseri tedavisinde Gastroenteroloji Cerrahisi farkıyla emin ellerdesiniz. Sağlığınızı önemseyin ve kontrollerinizi ihmal etmeyin.